Om 2000'L¿ YILLARDA TÜRK¿YE EKONOM¿S¿
¿ni¿leri ve ç¿k¿¿lar¿yla, dün yapt¿klar¿n¿ bugün bozmalar¿yla, dudak uçuklatan bäar¿ ve bäar¿s¿zl¿k hikâyeleriyle Türkiye, gerçekten de dünyada e¿ine ender rastlanan zengin bir sosyal bilim laboratuvar¿d¿r. Bir bakm¿¿s¿n¿z ¿aha kalkm¿¿ bir Türkiye, bir de bakm¿¿s¿n¿z tökezleyen, aksayan bir Türkiye. Bir dönem özene bezene in¿a etti¿i kurumlar¿ ertesi dönem kendi eliyle darmadä¿n eden, U dönü¿leri yapan, zikzaklar çizen bir Türkiye. Bä¿na gelenleri kendi hatalar¿n¿n bile¿ik sonucu olarak görmekten ziyade, envai çe¿it komplo teorileriyle suçu sürekli bäkalar¿nda, d¿¿ mihraklarda arayan bir Türkiye..
Bu çerçevede elinizdeki kitap Türkiye ekonomisinin son yirmi y¿ll¿k maceras¿n¿n, dörular¿ ve yanl¿¿lar¿yla, art¿lar¿ ve eksileriyle ele¿tirel bir de¿erlendirmesini yapmaktad¿r. Türkiye'nin 2000'li y¿llardaki serüvenine bir bäar¿ hikâyesi denebilir mi? Hem evet, hem hay¿r! Nas¿l yani, demeyin; buras¿ Türkiye, ¿öyle istikrar içinde bir elli y¿l, yok öyle! 2001 ekonomik kriziyle dibi gördükten sonra 2002 ile bälay¿p 2013'te zirveyi bulan ¿ahlanma süreci kesinlikle Türkiye için bir bäar¿ hikâyesidir. GSYH'n¿n ve ki¿i bä¿na gelirin yaklä¿k dört kat¿na ç¿kt¿¿¿, büyüme h¿z¿n¿n artt¿¿¿, enflasyonun tek haneli rakamlara dü¿ürüldü¿ü, dörudan yabanc¿ sermaye yat¿r¿mlar¿n¿n Cumhuriyet tarihinin rekorlar¿n¿ k¿rd¿¿¿, Türk paras¿n¿n de¿er kazand¿¿¿ ve reel faizlerin geriledi¿i bir dönem gerçekten de bir bäar¿ hikâyesidir.
Ya 2013 sonras¿ döneme, yani mevcut iktidar¿n ikinci on y¿ll¿k icraat döneminin ekonomik performans¿na ne demeli? Bu dönemdeki performans¿n bir bäar¿ hikâyesi olmad¿¿¿ kesindir. Bugün GSYH da, ki¿i bä¿na gelir de 2013 y¿l¿n¿n çok gerisindedir; enflasyon rekor seviyede yüksektir; 2021 d¿¿¿nda büyüme h¿z¿ son on y¿ld¿r sürekli yavälamaktad¿r; TL rekor seviyede de¿er kaybetmi¿tir; makro göstergelerin çöu on y¿l öncesinden kötü durumdad¿r.
Türkiye'nin yükseli¿inden pek hazzetmeyen d¿¿ güçlerin varl¿¿¿na küku yoktur; ama unutmamal¿ ki bäar¿ hikâyesinin yaz¿ld¿¿¿ ilk on y¿lda da ayn¿ güçler vard¿. O halde kabahati sürekli d¿¿ güçlerde arama kolayc¿l¿¿¿ndan vazgeçmekte yarar vard¿r. Türkiye'nin as¿l meselesi siyasi ve ekonomik istikrard¿r; hukuk devleti ve adaletle ilgili sorunlard¿r; belirsizli¿in ve risklerin yüksekli¿idir; öngörülebilirli¿in olmamas¿d¿r; yat¿r¿m ortam¿n¿n kötülü¿üdür; liyakatten sap¿lmas¿d¿r; denge ve fren mekanizmalar¿ olmayan Bäkanl¿k sisteminin keyfiliklere kap¿ aral¿yor olmas¿d¿r; iç siyasi gerilimin yüksekli¿idir; sälam para, denk bütçe, fiyat istikrar¿ gibi konularda uygulanan, iktisad¿n evrensel yasalar¿na ayk¿r¿ ekonomi politikalar¿d¿r. E¿er gerçekten dünyan¿n on büyük ekonomisinden biri olmak istiyorsa, Türkiye "çuvald¿z¿ bäkalar¿na bat¿rmadan i¿neyi kendine bizlemeli" ve bu sorunlarla yüzle¿melidir.
Vis mer